Image

YAPAY ZEKANIN YÜKSELİŞİ

"Destekleyici Yapay Zeka Uygulamaları Müşteri Deneyimini İyileştirmeyi Hedefliyor"

Müşteri Hizmetleri

İşletmeler anında müşteri hizmetleri desteği için yapay zeka sohbet robotlarını kullanıyor. Müşteri hizmetleri birimlerini yapay zekaya doğru kaydıran işletmeler paradan, tüketici ise zamandan tasarruf sağlıyor.

Ör: Ikea, müşteri yorumlarının cevaplanması için ‘Billie’ isimli sohbet robotunu kullanıyor.

Araç İçi Asistanlar

Otomobil markaları sesli asistan teknolojileriyle ortaklık kuruyor veya kendi sesli asistanlarını yaratıyor.

Ör: Jaguar ve Land Rover otomobil markaları sesli asistan olarak Amazon’un Alexa’sını kullanılacaklarını duyurdu. Ford otomobil markası Amazon ile anlaşıp hayata geçirdiği kişiselleştirilebilir bir Alexa deneyimi sunuyor. Mercedes ise sesle etkinleştirilebilen ve kullanıcılarının tur rehberliği hizmetini kullanabileceği yeni ‘Tourguide’ isimli yapay zeka teknolojisini kullanıyor.

"Öğretici Yapay Uygulamaları Zamandan Ve Paradan Tasarruf Sağlıyor"

Fitness

Daha fazla insan evde egzersiz yaptıkça, markalar akıllı teknolojiye dayalı uygulamalar ve fitness sistemlerini piyasaya sürüyor. Bu sistemler bireyin sağlığına kadar pek çok şeyi değerlendiriyor, ihtiyaçlara ve değişen hedeflere göre ayarlanan kişiselleştirilmiş antrenmanlar aracılığıyla kullanıcılara rehberlik ediyor.

Ör: ‘The Kemtai’ isimli egzersiz uygulaması, hareketleri analiz etmek için yapay zekayı kullanıyor. ‘Tempo Fit’ isimli fitness uygulamasında sanal bir antrenör ve fiziksel ağırlıklar bulunuyor. ‘Spry’ isimli yapay zeka destekli fiziksel değerlendirme uygulaması ise hareket halindeyken sağlık verilerini ölçebiliyor.

Dil Platformları

Yeni girişimler, dil eğitimi için yapay zeka destekli üretken platformlar üretiyor. Bu platformlar, tüketicilere daha gelişmiş geri bildirimler, kolaylaştırılmış dersler ve daha düşük maliyetler sunarak dil eğitimini geliştiriyor ve daha erişilebilir kılıyor.

Ör: Dil öğrenme uygulaması olan ‘Duolingo’ üretken yapay zeka destekli versiyonu olan ‘Duolingo Max’ ile karşımıza çıkıyor.

Yönetmenliğini Spike Jonze’un yaptığı 2013 yapımı HER filmi, çekildiği tarihten 10 yıl sonra kurgu olmanın ötesine geçiyor. Teknolojinin doğurduğu yalnızlaşmaya yine teknolojinin getirdiği bir çözüm olan kişilik odaklı yapay zeka modelleri yükseliyor.»

"Sanal Arkadaşlık Sunan Yapay Zeka Uygulamaları Yalnızlığı Büyütüyor"

Şirketler sanal arkadaşlık için yapay zeka destekli sohbet robotları yaratıyor

Kullanıcılarını tanımak ve bağ kurmak üzere geliştirilen bu sohbet robotları, yüzyüze etkileşim ve etkinliklerin azalması nedeniyle ilgi çekiyor. Markalar, «eşlikçi» sohbet robotları oluşturmak için yapay zeka ve dil modellerinden yararlanarak tüketicinin yalnızlığına yanıt vermeye çalışıyor.

Ör: ‘Replika’ isimli yapay zeka sohbet robotu uygulaması romantik arkadaşlık hizmeti sunuyor. Snapchat ise ‘My AI’ isimli ChatGPT destekli yapay zekalı içerik kullanım hakkını tüm kulllanıcıların kullanımına açıyor.

SÜRÜDÜRÜLEBİLİRLİK ATAĞI

"Gıda Üreticileri Meyve Sebzelere Yönelik Emisyonları Dengeliyor"

Üretim

Tüketiciler endüstriyel, çevreye zarar veren ürünler yerine sürdürülebilir ve çevreye duyarlı gıdaları tercih etmeye devam ediyor. Bu, karbon dengeleme programlarına veya sürdürülebilir tarım uygulamalarına katılan markalardan gıda alımının artmasına yol açıyor. Bunun sonucu olan tüketici baskısı, meyve ve sebze yetiştiricilerini etkileyerek daha fazla karbon nötr ve karbon negatif gıdaların üretilmesine yol açıyor. Gıda markaları, karbon nötr ve karbon negatif meyve ve sebzeler geliştirmek için karbon geri kazanımı ve sürdürülebilir enerji şirketleriyle ortaklık kuruyor.

Ör: Sıfır karbon salınımı hassasiyeti ile kurulan ‘Carbon Negatives Farm’ kuruluşları ile %10 oranında karbon emisyonuna katkı sağlandı. ‘Port Internetional’ isimli şirket meyve ve sebzelerde karbon etkisini sıfırladıkları mahsüller sunuyor. ‘The Del Monte’ isimli kuruluş, sertifikalı ve sıfır karbonlu ananas yetiştiriyor. ‘FreshGro’ isimli şirket ise dünyada ilk kez karbon oranı sıfır olan havuç üretimi yapıyor.

"Karbon Nötr Ambalaj, Çevre Odaklı Markaların Önceliği Haline Geliyor"

Paketleme

Karbon etkisi olmayan ürünler sunan markaların, iddialarını doğrulamaları için bu ürünlerin nasıl paketleneceğini ve/veya teslim edileceğini de düşünmesi ve bu yönde aksiyon alması gerekiyor. Yeşil aklama hassasiyeti yükselen tüketiciye karşı markalar, üretimin ve teslimatın tüm aşamalarına aynı hassasiyetle yaklaşmak durumundalar.

Ör: Eviosys, Grown.Bio & Verescence isimli şirketler güzellik sektöründe geri dönüştürülebiir hediye paketleri kullanıyorlar. Başka sektörlerde de paketleme anlamında sürdürülebilirlik hassasiyeti bulunuyor. Geri dönüştürülebilir meyve suyu şişeleri ve mısır gevreği paketleri, tekrar kullanılabilen deterjan ve kurabiye kutuları, sıfır karbon çantalar ve süt kutuları diğer sektörler için verilebilecek örnekler.

"Sıfır Atık Dağıtımı Kişisel Atıkların Azaltılmasına Yardımcı Oluyor"

Teslima

Tüketicilerin satın alma kararları, özellikle teslimat söz konusu olduğunda çevreyi etkiliyor; nakliye ve paketleme ise bu etkiyi büyük ölçüde artırıyor.
Tüketicilerin alıştığı birçok modern kolaylık çevre üzerinde olumsuz etkiye sahip olduğundan, gerçekten sürdürülebilir davranışlar sergilemeleri kolay değil. Yine de, çevre bilincine sahip tüketiciler, etkilerini gerçekten azaltmak için bazı fedakarlıklar yapmaları gerektiğinin farkındalar. Bu tüketiciler, daha fazla çaba gerektirse bile etkili sürdürülebilirlik biçimlerine öncelik veren markalara yöneliyorlar. Sıfır atık teslimat hizmetleri veren markalar, müşterilerin satın alımlarının çevreye olan negatif etkisini azaltmalarına yardımcı oluyor.

Ör: Evlere servis yapan yemek şirketi ‘Ethey’ %100 sıfır atık özelliği taşıyan paketlemeler kullanıyor. ‘Just eat’ şirketi ise al-götür kutularında plastik materyaller yerine deniz yosunu kullanılarak yapılan kutuları tercih ediyor. ‘Inwit’ isimli uygulama ile NFC özellikli kaplar kullanılarak sıfır atıklı paket servisi yapılabiliyor. ‘Wagamama’ isimli şirket ise geri dönüştürebilir eve teslim yemek paketleri kullanıyor.

"Sürdürülebılır Tasarım Markaları Elektronik Atıkları Değerlendiriyor"

E-Atık Tasarımı

Elektronik eşyalar dünya çapında büyük bir atık kaynağı haline gelirken bazı iç tasarım ve mücevher markaları bu atıkları lüks dekoratif parçalar olarak yeniden yaratıyor.
E-atıktan yapılan mobilya ve takı parçaları bir kimlik göstergesi haline gelen sürdürülebilirlik için benzersiz bir satış fırsatı sunuyor. Sürdürülebilirlik bilincine sahip tüketiciler, sürdürülebilir ilkeleri çağdaş tasarımla kusursuz bir şekilde birleştirebilen işletmelere yöneliyor.

Ör: Aksesuar markası Oushaba, elektronik atıkları teknoloji temalı mücevherlere dönüştürüyor. ‘Steelcase’ markası tarafından tasarlanan ‘Flex Perch’ isimli tabureler sürdürülebilir özelliği taşıyor. ‘CASETiFY’ isimli şirket Z kuşağından olan öğrencilerin çalışmalarını ön plana çıkarıyor. ‘Space Copenhagen Designs’ isimli şirket ise kahve kabukları ve elektronik atıkları kullanarak yaptığı tabureler ile ileri dönüşüm tekniklerini kullanıyor.

"Etik Ve Sürdürülebilirlik, Bir Tüketici Kimliği Halini Alıyor"

Tüketici Dönüşüyor

Küresel ölçekte tüketicilerin büyük bir kısmı kendilerini «etik harcama yapanlar» olarak algılıyor.
Sürdürülebilirlik konusunda artık sadece seyirci değiller, günlük satın alma alışkanlıkları aracılığıyla değişimin aktif temsilcileri haline geliyorlar.

PERAKENDENİN DEĞİŞEN SINIRLARI

"Yaşlı Tüketiciler İçin Erişilebilir Olmanın Önemi Artıyor"

Erişilebilir E-Ticaret

Markalar yaşlı tüketiciler için çevrimiçi alışverişi kolaylaştırıyor.
İleri yaş grubunda dijital okuryazarlık ve dolayısıyla modern teknolojinin kullanımı çoğu zaman zorlayıcıdır. Bu durum, ileri yaş grubunun alışveriş seçeneklerini kısıtlamanın ötesinde markaların bu pazara ulaşmasına da engel olur. Bunun farkına varan çevrimiçi perakendeciler, bunu değiştirmek adına hem sundukları ürünlerde hem de platform tasarımlarında üst düzey demografik özelliklere öncelik vererek E-ticarette eğitime ve erişilebilirliğe doğru geçiş trendine öncülük ediyor.

Ör: ‘VNV’ isimli kıyafet markası ileri yaştaki kadınlar için de modaya uygun içerikler sunuyor. ‘Taobao’ isimli e-ticaret şitketinin sunduğu 'yaşlı modu' isimli çalışma yaşlıların çevrimiçi alışverişte gezinmesine yardımcı oluyor. Avustralyalılar ise sadece 60 yaş üstü bireyler için bir çevrimiçi pazar yeri kuruyor.

"Çevrimiçi Alışveriş Kolaylığı Mağaza Deneyimine Entegre Ediliyor"

Aplikasyon Temelli Perakendecilik

Perakendeciler, mağaza içi uygulamalarla birlikte çevrimiçi alışverişin rahatlığını yüz yüze perakende satışla birleştirmenin yollarını arıyor. Bu uygulamalar, ürün bilgilerinden alışveriş yardımına kadar her konuda müşteri deneyiminin geliştirilmesine yardımcı oluyor.
Tüketicilerin çevrimiçi alışverişe olan ilgisi, kolaylığından ve çevrimiçi alışveriş yaparken sahip oldukları geniş seçenek yelpazesinden kaynaklanmaktadır. Ancak yüz yüze alışveriş, ürünlerle farklı düzeyde etkileşim olanağı sunar ve tüketicilerin satın alma kararlarında kendilerini daha güvende hissetmelerini sağlar. Her ikisinin de faydalarını birleştiren markalar, müşterilerin mağaza içi deneyimlerine eşlik edecek uygulamalar geliştiriyor.

Ör: ‘Chico’s’ isimli kıyafet markası mağaza içi alışveriş için özel bir mobil uygulama yarattı. ‘PayPal’ ve ‘Ultra Beauty’ markaları iade süreçlerini kolaylaştırmak için geliştirdikleri ve uygulamayı 1300 konumda test etmeyi sürdürüyor.

"Sosyal Medya, Sınırlarını Genişleterek Perakendenin Bir Parçası Haline Geliyor"

Amazon – Tıktok Rekabeti E-Ticaret Ve Sosyal Medya İlişkisini Güçlendiriyor

Amazon'un TikTok ile rekabeti, TikTok Shop'un ABD'de piyasaya sürülmesinin ardından kızışırken e-ticaret devi sosyal ticaret teklifini daha da güçlendirdi ve artık hem Snap hem de Meta'nın sosyal platformlarıyla ortaklık kuruyor. Bu ortalık sayesinde kullanıcılar, sosyal medya hesaplarında gördükleri bir ürünü Amazon’dan sipariş verebiliyor.
Amazon aynı zamanda «Inspire» adlı alışveriş akışı ile müşterilerden, fenomenlerden ve geniş bir marka yelpazesinden kişiselleştirilmiş ürünleri keşfetme ve satın alın alma olanağı sunuyor.

MEDYA EKOSİSTEMİ

"AI Destekli İçerik Üretiminde Video Dönemi Başlıyor"

AI Filmleri

AI desteği ile oluşturulan görseller geçtiğimiz yılların yükselen trendiydi ve sanatın ne olduğuna dair tartışmaları beraberinde getirmişti. Bu tartışmalar henüz çözümlenmemişken startup'lar, metin istemlerinden videolar oluşturmak için üretken yapay zeka araçlarını kullanıma sunuyor.
Yapay zeka (AI) destekli yeni girişimler, ayrıntılı metin istemlerinden ayrıntılı özel videolar oluşturan araçları piyasaya sürüyor. Bu araçlar, videoları kullanıcıların beğenisine göre hızlı bir şekilde oluşturmak ve düzenlemek için üretken yapay zekayı kullanıyor.

Ör: Wes Anderson, Avatar’dan ilham alan bir fragman oluşturabilmek için yapay zekayı kullandı. ‘Runway ML’ isimli şirket ise yapay zeka film yarışması düzenliyor. ‘Kapwing’ isimli çalışma, ayrıntılı olarak verilen yazılı yönergeler ile 10 dakikalık videolar oluşturabiliyor. ‘Synthesia’ isimli uygulama, yazılı yönergeyi yüksek kaliteli videolara dönüştürüyor. ‘StoryKit’ isimli çalışma ise içerik oluşturucuları için yazılı yönerge ile video oluşturma imkanı sunuyor.

"Bilinçli Tüketici İçin Alternatif Arama Motoru Çözümleri Sunuluyor"

Etik Arama Motorları

Etik arama motorları tüketicilerin bilinçli satın alma işlemlerini kolaylaştırmasına yardımcı oluyor.
Tüketiciler satın almalarının etkisi konusunda daha bilinçli hale geldikçe, sürdürülebilir ürünleri veya kişisel değerleriyle uyumlu markaları arayan arama motorları popülerleşiyor.

Ör: ‘Baobab Avenue’ isimli arama motoru İngiltere merkezli etik moda markalarına yönelik bir arama motoru olma özelliği taşıyor. Amerika’da da aynı amaçla kurulmuş sürdürülebilir moda arama motorları mevcut. ‘Take Care’ isimli arama motoru ise etik konusuna odaklanmış şirketlere erişilmesini sağlıyor. Bing ise Amerika ve Kanada’da ‘etik alışveriş’ başlığı altında topladığı moda ürünlerine erişilmesini sağlayan bir hizmet sunuyor.

"Sosyal Medya, Kullanıcılar İçin Gelir Noktasına Dönüşüyor"

Canlı Bağış Toplama

Platformların, kampanyaları ve içerikleri canlı yayınlamayı kolaylaştırması nedeniyle, ister hayır kurumları ister destek arayan içerik üreticiler, platform üzerinden bağış toplayabiliyor.
Canlı bağış toplama girişimleri, tüketicilerin kendilerini bir topluluğa bağlı hissetmelerine olanak tanırken aynı zamanda sosyal medyayı kullanıcılar için bir gelir noktasına dönüştürüyor.

Ör: ‘Save the Children’ isimli oluşum TikTok üzerinden çevrimiçi bağış topluyor. Amerika merkezli hastalık kontrol ve hastalıklardan korunma amacıyla kurulmuş olan CDC vakfının CEO’su TikTok üzerinden bağış kampanyası yapıyor.

"Z Kuşağı, Yaratıcı Hobilerini İş Fırsatlarına Dönüştürüyor"

Paraya Dönüştürülen Eğlence

İnternet ve sosyal medyanın insanların günlük yaşamlarının bir parçası haline geldiği bir zamanda büyüyen Z Kuşağı, dijital etkileşimler dünyasında önceki nesillere göre kolektif olarak daha bilgili ve daha yaratıcı. Bu gerçek, bu neslin küresel ekonominin durumu ve geleneksel işyeri kültürleri hakkındaki hayal kırıklığıyla birleştiğinde, dijital alışkanlıklarından para kazanmaya öncelik vermelerine yol açıyor.
Son derece yaratıcı ve teknoloji meraklısı olarak bilinen Z kuşağı tüketicilerinin yaratıcı hobilerinden para kazanma olasılığı ve eğilimi giderek artıyor. Bu kuşak, tutkularını, öğrenmelerine ve para kazanmalarına yardımcı olan platformlarla daha erişilebilir hale getiriyor.

Ör: ‘Kajabi’ isimli şirket yapay zeka destekli kurslar oluşturuyor. Z kuşağını hedefleyen içerik oluşturma uygulaması ‘Livestream’ kullanıcılarına ‘Pixel Reward’ isimli yarışma ile ödeme yapma imkanı sunuyor.

"Dijital Ses Büyüyor"

Avrupa’da En Hızlı Büyüyen Format

Dijital ses Avrupa’da 2022 yılında %22,1'lik kayda değer bir artışla 0,7 milyar Euro'ya ulaşarak en hızlı büyüyen format olmuş ve 2027 yılına kadar 1.575 milyon Euro’ya ulaşması beklenmektedir. Son 7 yıldır, dijital ses dinleyicilerinin penetrasyonu durmaksızın artmakta ve yavaşlama belirtisi göstermemektedir.
Türkiye’de de dijital ses benzer bir dalga ile 2023’ün ilk yarısında yaklaşık %124 büyüyerek 414 milyon TL’ye ulaşmış ve toplam dijital medya yatırımları içindeki payını %1,7’e çıkarmıştır.

Türkiye’deki dijital okur-yazar kitlenin medya tüketim verileri incelendiğinde başta Podcast olmak üzere ses içeriklerine ilişkin araçların artış eğiliminde olduğu gözlenmektedir. Dijital ses mecralarında marka keşfi de yükselme eğilimindedir.

"Cookıe’siz Dünya İçin Hazırlıklar Tamamlanıyor"

Cookıe’siz Dünya

Birkaç yıldır ertelenen 3. taraf çerez kullanımının 2024 yılında hayatımızdan çıkması planlanıyor.
Markalar uzun zamandır pazarlama çalışmalarında çerezlerden faydalanıyor olsalar da son yıllarda gelişen yasal düzenlemeler ve platformların gizlilik ile ilgili attığı adımlar çerez kullanımında bir çok kısıtlamaya neden
oldu. Çerezler üzerinden oluşturulan hedef kitlelerin bir çoğu yok olmaya ve kullanılamamaya başladı. Bu durum birincil parti datanın önemini vurguluyor.
Büyük platformlar bir süredir çerezsiz ölçümleme teknolojilerini test ediyorlar. Google, Privacy Sandbox’ı duyururken, Meta, Conversion API çözümü ile serverlar arası data paylaşımı yaparak kullanıcıları anlamlandırmayı amaçlıyor.

,
Şeffaflık Endişeyi Azaltıyor

Hedefli reklamlar ve kişiselleştirilmiş çevrimiçi içerik artık tüketiciler için büyük bir rahatsızlık kaynağı değil.
Geçmişte tüketiciler, şirketlerin özellikle arama geçmişlerine dayanarak verilerini toplamasına karşı dikkatliydi ve veri gizliliği bir zamanlar öncelikli endişelerinden biriydi, artık bu konuda daha rahatlar. Bir markanın verilerini nasıl kullandığı konusunda şeffaf olması durumunda bunu paylaşmaya artık daha açıklar.

Kaynaklar

  • GWI
  • IAB
  • Statista Consumer Insights 2024
  • Trendhunter2024